tutmak: つかむ、つかまえる、取る、手に入れる、借りる、雇う、ちゃんとした仕事につく、捕える、おさえる、(雪などが)覆う、とりつく、とりつかれる、(ことばを)実行する、守る、着く、達する、ある状態にしておく、見なす、当てる、時間がかかる、差し出す、《つづく動作が予期に反し、ふさわしくないことを表わし、tutar, tutup, tuttu などの形をとる》さっさと、いきなり、やにわに、みるみるうちに
・・・と ならんでます. 同様に 例文もいくつか引用してみましょう. kalemi tutmak 鉛筆をつかむ hırsızı tutmak どろぼうをつかまえる balık tutmak 魚を取る このへんまでは、"balık tutmak" だけ "balığı tutmak" じゃないのが 気になりますが、ま、いいでしょう. Bu yazı iki sütun tutar. この文は二欄になる(二段の意味でしょうか) Burada bir kat tuttum. この階をおさえた(借りた) Avukat tutacak para nerede? 弁護士を雇う金がどこに? iş tutmak 仕事につく başları duman tutmuş dağlar 頂を煙霧が覆った山々 en tuttuğum romancılardan biri わたしの最もとりつかれた小説家のひとり Vapur İzmir'e tutmayacakmış. 船はイズミルに着かないかのようだった. Aldığım şeyler bin lira tuttu. 買ったものが 1,000 リラに達した. Evini, üstünü temiz tutar. 家や身なりを清潔にする On lirayı borcunuza tuttum. 10 リラ貸しにしておくよ saati kulağa tutmak 時計を耳に当てる ekmeği ateşe tutmak パンを火にあぶる Bu iş iki saat tuttu. 仕事は2時間かかった konuklara şeker tutmak 客にキャンデーを出す Arada sırada tutar bizi balık yemeğe götürür. 時たまいきなり私たちを魚食いにつれ出す.
ここまででも 多彩さは なかなかのもんでしょ? さらに 他の単語とくっつくと・・・ ağırsı tutmak 陣痛が始まる、痛み出す ayrı tutmak 差別する akılda tutmak 心に留める akort tutmak (楽器の)チューニングが合う albüm tutmak (レコード、CD の)アルバムが売れる alkış tutmak 拍手する、大声を出して声援する ayakta tutmak 人を座らせない、人をしゃんとさせておく、ことを継続させる bağlı tutmak 締めたままにする baş tutmak 船をある方向に向ける baş üstüne tutmak おおいにもてなす başı tutmak (うるさくて、心配で)頭が痛い bir tutmak いっしょとみなす boyun tutmak 反対する boyundan tutmak (赤ん坊を抱くとき)首を支える çeneni tutmak 黙る deniz tutmak 船酔いする、海を見ていて酔う dilek tutmak (誕生ケーキのろうそくを消す前などに)願いごとをする dümen tutmak 舵を取る el üstünde tutmak 尊敬と親愛の情を示す、下にも置かない elde tutmak 所有する elinden tutmak 助ける、保護する elektrik süpürge tutmak 電気掃除機をかける et tutmak 太る ferah tutmak 気を楽に持つ gözü tutmak 気に入る、信頼する güreş tutmak レスリングをする hariç tutmak 除外する、排除する hesap tutmak 帳簿をつける、記録する hıçkırık tutmak しゃっくりをする hoş tutmak もてなす、親切にする kafa tutmak 反抗する kalbini ferah tutmak 気を楽にたもつ kan tutmak 血を見て気分が悪くなる、血液型が適合する kendini zor tutmak (怒りなど)かろうじて自制する、やりたくないことをやるために自身を強いる kin tutmak 恨みを抱く、敵意を持つ、憎む kızamık tutmak はしかにかかる kriz tutmak 発作がおこる kulak tutmak 耳を貸す、気に留める lafa tutmak 人をおしゃべりで邪魔する matemini tutmak 喪に服する mekân tutmak ある場所に落ち着く mesken tutmak 居を定める mesul tutmak 責任を負わせる metres tutmak 妾をかこう nasır tutmak タコができる、マメができる nefesi tutmak 息が止まる nöbet tutmak 当直する、当番に立つ oruç tutmak 断食する pas tutmak 錆が出る、錆がつく、カビが出る randevu tutmak 待ち合わせをすっぽかす ritim tutmak (手足などで)リズムをとる saat tutmak 時間を計る saf tutmak (葬儀、金曜の礼拝などで)参列者が 列をつめる sıkı tutmak 大事にする、本気でやる sır tutmak 秘密を守る sorumlu tutmak 責任があると責める söz tutmak 忠告を守る、言うことを聞く (sözünü tutmak 約束を守る) taraf tutmak ~に味方する、~の側につく (tarafına tutmak ~に味方する、~の側につく) tempo tutmak 音楽に合わせて手(足)拍子を打つ tıraşa tutmak (隠語)無駄話であきあきさせる tok tutmak 腹持ちをよくする uzayacağı tutmak 延ばし延ばしにする vaadini tutmak 約束を守る vatan tutmak 自分の母国とする yalanını tutmak 人の嘘を見破る yas tutmak 喪に服する、嘆き悲しむ、哀悼の意を表す yeğ tutmak ~(I)を ~(A)より好む yer tutmak 場所をとる、席をとる、席を予約する、位置を占める yerini tutmak 代わりをする yüreğini pek tutmak 勇気を持ち続ける yurt tutmak 住みつく、定住する yüz tutmak ある方向へ向かう、変わる、~し始める zabıt tutmak 議事録を取る zar tutmak 思ったとおりの目を出すために指先でサイコロをひねる zor tutmak かろうじて抑える、やっとのところでがまんする
載っている例文を いくつか 挙げると・・・ Duvarı bir metre kaldırmalı. 壁を一メートル高くしなければならない. Toz kaldırmayın. ほこりを立てないように. Kitapları dolabın üst gözüne kaldırdım. 本を上の棚に移した. Bu kamyon kaç ton kaldırır? このトラックは 何トン運べる? vapuru geç kaldırmak 船の出発を遅らせる kız kaldırmak 娘を奪う Eti kaldıralım, kedi yemesin. 肉をしまっておこう、ネコが食べないように. Şu masayı oradan kaldıralım. そのテーブルを そこからどけよう. Bu kumaş fazla süs kaldırmaz. この布には よけいな飾りは合わない.
ちなみに この本には この慣用句の意味として 次のように 書いています. 1. En olmayacak işleri başarıp, hayatını kazanmak. 一番難しい仕事をやってのけて 生活を勝ち取る 2. Ne yapıp edip geçimini sağlamak. 何であれ やって 生活を支える