あぶくさぶく -3ページ目

あぶくさぶく

トルコ語あれこれ

大きい・小さい、高い・低い

声や音の話です. トルコ語で 「大きな声で」というときは "yüksek sesle" と 言いますね. 竹内ホジャの辞書には "yükesk ses" の訳として 「高い・大きな声」と あります. 「小さな声で」は "alçak sesle" かなと 思いますが、竹内ホジャの辞書には "alçak ses" として 「低い声、低音」の訳が 載せられています. ここでは <小さい>は ないんですね.

曲がりなりにも 小学校から 音楽の授業を受けている我々は <音の大小>と <音の高低>は 全く別物と 理解してますが、日本語では 結構 混同されますね. 「高い声で叫ぶ」と言えば 大きく 且つ やや高めの声で 叫ぶことを 意味するでしょうし、「小さい声でささやく」と 言えば 小さく 且つ 通常 低い声でささやくことを 意味することから 混同されがちなんでしょうね.

トルコ語で 高い音と 言うときは、"ince ses" あるいは "yüksek ton"、低い音は "kalın ses" あるいは "alçak ton" という表現を使うようです. 日本人は 音の高低を <高い><低い>と 表現するのが 当然と思ってますが、考えてみると これ 比喩的表現に 過ぎないんですよね. トルコ語では <薄い><厚い>と 表現するようです (ま、トルコ語でも ton というときは yüksek/alçak を 使うようですが).

つまり、日本語のような <大きい・小さい>と <高い・低い>の 混同は 一応 ないように 見えます. とは言うものの、実際には 音楽の授業でもない限り、音の高低を ことさら 話題にすることは 少ないので、yüksek/alçak で すませてしまって 結果的に 日本語同様の 混同が 若干 起こっているような気がしなくもありませんが.


日本では 少ないですが、トルコでは 連結バスが 普通です(イズミル)
$あぶくさぶく
110.bölüm Yayın: 6 Kasım 2013

Hürrem falcılık yaptırdu. Ona göre Mustafa sonraki padişah olacak. Hürrem çok kızdı.

Süleyman Mustafa'yı çağırdı.

Fatma ile Nazeni konuşuyor. Nazeni'nin göbeği yeterince büyüdü.

Barbaros hasta yatağında. Yanında kızı.

Mustafa ile Süleyman görüştü. Mustafa kendi hareketleri davranışları anlattı.

Mustafa Cihangir ile karşılaştı. Cihangir de merak ediyor.

Barbaros ağalarla durum hakkında konuşuyor.

Selim ile Nurbanu. Nurbanu'n göbek de büyüdü.

Mustafa, Cihangir, Mihrima, Fatma ve Huri Cihan ile sohbet ediyor.

Süleyman kapıcı başı Mehmet ağa'ya gizli bir iş emretti.

Fatma ile Mihrima konuşuyor. Fatma Mustafa'yı endişeleniyor.

Huri Cihan ile Fatma konuşuyor. Huri Cihan Bayezid'e mektup yazdı da hâlâ cevap gelmedi.

Bayezid'in kâhyası ona hainlik yapıyordu. Huri Cihan'dan gelen mektup gizlice okudu. Bayezid'den emriyle Süleyman'a gönderen mektup da ateşe attı.

Süleyman'a Mehmed ağa geldi. Süleyman emrettiği şeylerin bir kısım getirdi.

Mihrima ile Hürrem konuşuyor. Mihrima Mustafa'yı savunmaya çalıştı.

Mustafa ile Matrakçı görüştü. Mustafa hâlâ Süleyman'ın kararı bekliyor. Oraya haber geldi, Süleyman derhal gelmesini istiyor.

Süleyman ile Mustafa görüştü.

Nurbanu bahçede Gazanfer adlı bir ağa ile görüştü.

Selim'e Gazanfer geldi.

Mihrima ile Hürrem. Cihangir geldi. Ona göre Süleyman Mustafa'ya Ali ağa'yı getirmesini söylemiş.

Ali ağa ve Yeniçeriler Mustafa'yı karşıladı. Mustafa onu getirmeye geldi.

Hürrem Mehmet ağa ile konuşuyor.

Mustafa işe Cihangir meydanda. Oraya Ali ağa tutuklu kıyafetyle getirildi. Yukarıdaki pencereden Hürrem, Mihrima ve Fatma bakıyordu. Meydana Süleyman geldi. Onun önünde Ali ağa isyan etti diye başını kestildi.

Nurbanu bir köpek odasında sakladı.

Selim ile Nurbanu sofrada.

Nurbanu sofradayken bir cariye onun odasına girip köpeği buldu. Saray arbede oldu. Sarayda köpeği beslemek yasaktı. Nurbanu köpeğini alıp Selim'e getirdi. Nurbanu Selim'den izin istedi. Selim izin verdi.

Bayezid aşık mektubu yazıyordu. kâhya'ya sordu saraydan cevap yok mu diye. Kâhya bekliyoruz diye yanıtladı.

Rüstem Mihrima'ya geldi. Yanında Hürrem.

Cihangir ile Mustafa bahçede. Rüstem geldi. Biraz konuştuktan sonra Süleyman'a gitti. Hürrem geldi. Hürrem Cihangir'i döndürdükten sonra Mustafa ile konuştu.

Hürrem ile Fahriye balkonda.

Rüstem Süleyman'a geldi.

Gece haremde eğlence. Fatma yaptırdı bunu.

Süleyman Fatma'nın kocası ve Rüstem paşa ile konuşurken Mustafa ve Cihangir geldi. Mustafa Amasya sancağa dönmesi istediğini söyledi. Süleyman yarınki divana katılmasını istedi.

Sümbül Cibel hatun'un evde. Eve biri gelip gitti. Cibel Sümbül'e borç falan yalan söyledi.

Gece Selim ile Nurbanu.

Gemide Mustafa ile Mihrünnisa. Mustafa "Bir yol bulunur." diyerek kendisiyle gelmesini istedi de Mihrünnisa kabul etmedi.

Fatma'nın kocası ile konuşuyor. Fatma ona yiyecekler yedirdi içecekler içtirdi. Biraz sonra kocası öldüğünü bulundu.

Nurbanu sabah köpeğin öldüğünü buldu. Biri öldürdü herhalde.

Cenaze yerine Süleyman ile Hürrem geldi.

Divan beklerken Rüstem ile Mehmet ağa ile sohbet etti. Süleyman geldi. Süleyman yeni Yeniçeri ağasına tayin etti.

Kocasının vefatı sayesinde Fatma istediği kadar paytahta oturmak mümkün oldu.

Mustafa'ya Yeniçeri ağası geldi. İsyan önerdi diye Mustafa kızdı.

Rüstem ile Hürrem konuşuyor.

Cihangir Huri Cihan'a geldi. Huri Cihan yola çıkmasına teklif etti.

Sümbül Cibel'in evinde. Sümbül anahtar ona verdi.

Cihangir Hürrem'e geldi. Kendisi Kütahya'ya gitmek istedi. Hürrem kabul etmedi. Oraya Nurbanu'dan mektup geldi. Nurbanu'nun gebe olmasını öğrendi.

Mihrima hamamda. Rüstem geldi.

Fatma Hürrem'e geldi. Süleyman Cihangir'in Kütahya'ya gitmesini münasip gördü hem de Huri Cihan ile birlikte.

Cihangir ile Huri Cihan Kütahya'da Bayezid ile görüştü. Bayezid ve Huri Cihan ikiside yolladığı mektuplar yetişemediğini öğrendi.

Mustafa ile Mahidevran.

Süleyman ile Matrakçı. Süleyman şehsadeler sancaklarda nasıl yönettiğini öğrenmek istedi. Matrakçı'nın sancaklara gidip öğrenmesini istedi.

Bayezid kâhya'yı kızdı.

Bir gece Nazeni doğacak gibi oldu.

Mahidevran kalfa ile konuşuyor.

Mustafa'ya Mihrünnisa geldi. Mustafa Barbaros'a mektup yazmıştı. Kızı babasının izinle geldi.

Gece Cihangir Huri Cihan'ın dairesine gizlice gidiyordu. Tam o zaman Bayezid da dairesine geldi.

Sonunda Nazeni bebeğini doğdu. Süleyman ile Hürrem acelesiyle geldi.


Muhteşem Yüzyıl - Star TV


サズの工房 (アンカラ・ハマムオニュ)
$あぶくさぶく
影になってるんだよ
"Gölge etme!"

トルコの諺、慣用句って 意外と ギリシャのものが 結構 あるようなんですよね. ま、隣の国だから 不思議じゃないでしょと 言われれば そうなんですが・・・やはり ちょっと意外. ただ、ディオゲネスを "Diyojen" と 表記しているところからすると フランス語から 入ってきたのかなと思わせます. 西欧文化の一部として オスマン時代に フランスあたりから 取り入れたのなら ありえるかな・・・.

今日の慣用句は 古代ギリシャの哲学者ディオゲネスの逸話から.
ディオゲネスは 物に頓着しないことで有名な哲学者でした. 持ち物と言えば ずた袋など わずかなものが あるだけで、一年中 裸足で 粗末な衣類を着たきりでした. これだけ見れば 立派なホームレスですね.
ある日、彼が 日光浴をしていると 噂を聞きつけた アレクサンドロス大王が やってきました. 大王が 何か欲しいものはないかと 聞くと ディオゲネスは、「それじゃあ、ちょっと そこをどいてくれるかな? 影になってるんだよ.」と 言ったと伝えられているそうです.
ここから、<じゃまするな>という意味の慣用句 "Gölge etme!" が 生まれました.

ここからは 余談なんですが、トルコでは アレクサンドロスは "İskender" と 呼ばれます. 中東では 一般的な 呼び方のようです. 前にも書いたと思うんですが、これ "Aleksandros" の al- が アラビア語の定冠詞と 誤解されて 取り外され、その後に s と k が 転置してできたんじゃないかと 思ってるんですが どうなんでしょうか?

101 Deyim 101 Öykü
"Diyojen" - Vikipedi


Kocatepe Camii (アンカラ)
$あぶくさぶく
約一年前に トルコなどで 使われている(いた)コタツについて 書きました. 一年経って、小さいながら、いくつか 追加の発見が ありました. ほとんど 日本のブログで 見つけたものなので まずは それを ならべておきます.

一年前の記事

<ウズベキスタン>
こはる日和♪Esperanto日和♪
MUDDY WALKERS
bel-arbre-genevois2

<イラン>
ユーラシア大陸 お仕事日記

<アフガニスタン>
日々のストレス溜まりまくり

今回の発見は ウズベキスタンを 中心に 新しい写真を 何枚か見つけたことですね. アフガニスタンで 見つけたのも 初めてです. イランについては、これまで アゼリ人の知人から アゼリ人の間には あると聞いていたのですが、今回 アゼリ人のものかどうか わからないものが 見つかりました.アフガニスタンにしても イランにしても 多民族国家なので 民族にかかわりなく使われているのか、あるいは 多数派の民族に 使われているのか、特定の民族だけに 使われているのかとか 気になることは あるんですが、まずは 見つかったということで よしとしましょう.

あと、名称について、トルコでは "kürsü" とか "mangal" とか "tandır" とか 言うのらしいのですが、これらは いずれも 通常 別の意味に用いられる語で こたつと 形状や機能が 似ているので 流用されているんだろうと 思っています. ウズベキスタンでは "sandal" というんだそうですが、今回 アフガニスタンでも <サンダリ>というんだそうで、これは 明らかに "sandal" と 類縁の言葉であろうと思います. はじめて ちゃんとした名称が 見つかったような気がします. トルコでは "sandal" と 言わないのかな? もっとも <サンダリ>も アフガニスタンのウズベク人の間での呼び名かも しれないので、引き続き 調査が必要です.


犬が寝てる間に・・・
$あぶくさぶく
109.bölüm Yayın: 30 Ekim 2013

Süleyman rüya görüyor gibi oldu.

Hürrem ve Fatma arasında düşmanlık artırıyor.
Fatma Gürfem ile konuşuyor. Hürrem geldi. Sohbet ettiler.

Nurbanu zindanda. Selim geldi. Sorular sordu. Tabii ki Nurbanu kurtarmak istedi de Selim onu zindandan çıkarmadı.

Bahçede Hürrem ile Rüstem konuşuyor. Rüstem yola çıkması lazımdı.

Gemide Barbaros. Başını ateşlere yakıyor.

Amasya'da Mahidevran Mustafa ile konuşuyor.

Süleyman bir imam ile görüştü. İmam Rüstem paşa'ya şikâyet yapıyor.

Rüstem evde Mihrima ve kız ile veda ediyor.

Yahya ormanda erkekler öldüldüğünü buldu. Mihrünnisa da olmalıydı ama onun ceset yok. Başkasının cesette mektup bıçakla saplandı.

Gemide Barbaros'un çevredekiler kızı kurtarmaya çıkmasını söylüyor da Barbaros çıkmıyor. Sadece bir gün kalmış.

Mustafa Mahidevran ile konuşuyor. Oraya askerler öldüldüğü haber geldi.

Selim, onun için öldülen birinin karısıyla görüşmek istedi.

Zindandaki Nurbanu'ya kadın yemek getirdi. Biraz konuştu.

Cihangir ile Huri Cihan konuşuyor.

Fatma ile Gürfem. Oraya gözde olan Nazeni geldi. Hürrem zarar verecek diye korkuyor. Fatma yatıştırdı. O kız çıktıktan sonra Mustafa paşa gelmiş. Görüştü de Mustafa'nın istediklerini hiç duymadu, Fatma.

Hürrem Sümbül ile konuşuyor. Ertesi gün Barbaros nasıl karar vereceğini merak ediyor. Sümbül biraz tuhaftı.

Sümbül'ü seven Cibel kumaş satacak diye hareme geldi. Onlar görüştü. Sümbül kendi hadım olduğunu anlattı da hatun yine de seviyormuş. Sümbül onu kovaladı.

Mustafa askerlerle ormanda. Askerler saldırılan yere geldi. Bir bilezik buldu.

Cihangir Huri Cihan'a ziyaret etti. Sohbet etti.

Manisa'daki çarşıda Bayezid dolaşıyor. Oradakiler kimse Selim'i sevmediğini söylediler.

Selim öldülen birinin eşiyle görüştü. İkna etmeye çalıştı. Hatun Nurbanu geldiğini söyledi. Mustafa'nın yanındaki ağa da gelip gözdağı verdiğini söyledi. Mustafa ona rahat hayatını ileri sürerek şikâyetini geri çekmesini istedi.

Fahriye kalfa Nazeni'yi almaya geldi. Hürrem çağırıyor. Nazeni istemedi de Fahriye zorladı.

Fatma'ya Afife geldi. Akşam Hürrem eğlence yapacakmış onu davet etti.

Hürrem Nazeni ile görüştü. Fatma'dan uzak durmasını istedi. Bu arada Hürrem bir cariyeyi Nazeni'nin ilacıya zehir koyurdu.

Bayezid başka biriyle gizlice kadı efendiye geldi. O hatunun meselesini öğrenmek istedi. Kadı efendi söyledi ki o mesele kadın geri çekmiş. Onlar kadı efendinin odadan çıkarken Mustafa'nın ağası onları gördü. Ağa hemen Selim'e haber verdi.

Balkonda Hürrem ile Süleyman sohbet ediyordu. Oraya Barbaros geldi. Hürrem çıkacaktı ama Barbaros Hürrem de kalmasını istedi. Barbaros hasta nedeniyle tekaüt edeceğini söyledi. Süleyman daha önce hastalık ne olduğunu incelemek istedi.

Fatma Süleyman ile görüştü.

Bayezid Kütahya'ya dönerken Selim yolunu bekliyordu.

Eğlence. Fatma Hürrem'e nikah ertelediğini söyledi.

Cihangir odasında kitap okuyorken kitaptan bir kağıt düştü. Huri Cihan bir şey yazdı.

Selim ile Bayezid sofrada. Bayezid halkdan Selim'e gönderilen hediyeler parayla aldığını söyledi.

Zindana ağa geldi. Selim Nurbanu'yu zindandan çıkarmasını hatta tekrar görmeyen yere çıkarmasını istemiş. Ağa onu Venedik'e gönderedeğini söyledi.

Hürrem Mahmut ağa denilen biriye mektup gönderdi.

Nazeni Huru Cihan ile sohbet ediyor. Hatun geldi ilaç zamanı olmuş.

Ağa Nurbanu'ya elbise getirdi. O ağa da Venedik'liymiş. Ama Nurbanu hiç bir yere gitmemesini ısrar etti.

Selim bir kadın ile yatakta. Selim bu kadına çıkmasını istedi. Nurbanu'yu hâlâ düşünüyor gibi.

Süleyman ile Hürrem konuşuyor. Süleyman çok bebek bekliyor. Bunu duyunca Hürrem hemen kalktı.

Hürrem Fahriye kalfa'yı Nazeni'nin odasına yollayıp zehirli ilacın şişesini aldırdı.

Sümbül Cibel hatun'un eve geldi. Sonunda yatakta. Sabah Sümbül hâlâ uyurken Cibel Sümbül'ün giyisiden Hürrem'in mektup alıp okudu. Sümbül uyanınca çıktı.

Selim kalktıktan sonra divana gitmeden Nurbanu'yu görmek istedi. Zindana geldi de Nurbanu uyanmadı. Hasta olmuş. Hemen hekim çağırıldı.

Sümbül mektubu başka birini verirken Cibel uzaktan bakıyordu. Ayrıca yanında bir erkek. Onunla konuşuyor.

Nurbanu yatakta uyandı. Yanında Selim. Nurbanu gebeymiş.

Mihrünnisa ormanda çetelerle yakalanmış. Mustafa'lar ormanda takip ediyor. Çete başı'ya mektup geldi. Belki de Hürrem'in.

Hürrem kapıcıbaşı çağırdı. Ondan bir şey istedi. O kütüphane gibi yere gidip bir şeyi arıyordu.

Hürrem Müfti efendi ile görüştü.

Mihrünnisa ve çetelere Mustafa'lar gelip çarpıştı. Sonunda Mihrünnisa kurtardı.

Çadırda Mustafa ile Mihrünnisa konuştu, öpüştü.

Süleyman divan toplantısında Mütfi efendi ile görüştü.

Yatakta olan Barbaros'a Mustafa ve Mihrünnisa yokladı. Oraya Süleyman geldi.


Muhteşem Yüzyıl - Star TV



ユスキュダルからみたイスタンブル
手前に 乙女の塔、奥に アヤソフィアや スルタン・アフメット・ジャーミが 見えます.
$あぶくさぶく
船が陸を登る

15世紀、イスタンブルのビザンツ帝国を 攻めるために、Sultan 2. Mehmet は 防御の堅い海側を避け、宮殿の北側の ヨーロッパ側に奥深く切れ込んだ湾で、当時 ビザンツ軍によって 鎖で封鎖されていた Haliç(金角湾)に 陸を横切って船を入れて 軍を進めたという話は 有名ですね. 有名すぎて deyim にも なっているようです.

"Gemisini/Gemilerini (karada) yürütmek" :ものごとがうまくいく、障害に打ち勝つすべを見つける

もっとも そんな<史実>には 疑いを抱く意見も 多いようですが・・・

İtü Sözlük

ちなみに イスタンブルのドルマハハチェ宮の近くにある海軍博物館には エルトゥールル号や 山田寅次郎の展示とならんで 金角湾を封鎖した鎖も 展示されていました. これ、500年以上前の鎖?と 聞き返したくなるような新しさが 印象的. この鎖 別の場所にも 展示されていると 聞いたことがあるような気がしましたが どこでしたっけ?

101 Deyim Öykü (Süleyman Bulut)
Yeni Atasöz ve Deyimler Sözlüğü (Alper Yıldırım)


海軍博物館の鎖
$あぶくさぶく
前回アップした "Neredesin Sen" ですが フンドゥクさんから "göynüm" の意味が違っているとの ご指摘をいただきました. "köy" の訛りだと 思っていたんですが、"gönül" の訛りのようですね.
訂正をアップしておきます. ご指摘ありがとうございました. まだ、ありそうですね.

どこにいるんだい?

私の変な様子から事情を知った 色っぽいナズル、
心から お前を探してるよ、どこにいるんだい?
甘い声、笑顔で カモシカのような目をしたお前、
心から お前を探してるよ、どこにいるんだい?

私が泣けば泣き、笑えば笑う、
悩みを全部わかってくれて 私の村のことも知っている、
まるで 私の心の中を全部知った上で 私に笑いかけているようだ.
心から お前を探してるよ、どこにいるんだい?

シネムでは 私の秘密の傷を誰も知らない、
医者ですら 私の傷に薬を見つけられないでいる.
首が曲がって変な感じで 笑えない.
心から お前を探してるよ、どこにいるんだい?


Neredesin Sen

Şu garip halimden bilen işveli Nazlım
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen
Tatlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen

Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen
Bütün dertlerim anlayıp göynümü bilen
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen

Sînemde gizli yaramı kimse bilmiyor
Hiçbir tabip yarama merhem olmuyor
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen


Neredesin Sen 歌詞
もう一人の大御所 Yavuz Bingöl の演奏、一般には こっちの方が よく聞かれるかも.
Neşet Ertaş の代表作、"Neredein Sen" を訳してみました. 例によって難しい. しかもなんだか謎な内容ですね. とんでもない誤訳をしているのが判明したら 後日 再アップすることにして とりあえず 書いておきます.


どこにいるんだい?

私の変な様子から事情を知った 色っぽいナズル、
村中が お前を探してるよ、どこにいるんだい?
甘い声、笑顔で カモシカのような目をしたお前、
村中が お前を探してるよ、どこにいるんだい?

私が泣けば泣き、笑えば笑う、
悩みを全部わかってくれて 私の村のことも知っている、
まるで 私の心の中を全部知った上で 私に笑いかけているようだ.
村中が お前を探してるよ、どこにいるんだい?

シネムでは 私の秘密の傷を誰も知らない、
医者ですら 私の傷に薬を見つけられないでいる.
首が曲がって変な感じで 笑えない.
村中が お前を探してるよ、どこにいるんだい?


Neredesin Sen

Şu garip halimden bilen işveli Nazlım
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen
Tatlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen

Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen
Bütün dertlerim anlayıp göynümü bilen
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen

Sînemde gizli yaramı kimse bilmiyor
Hiçbir tabip yarama merhem olmuyor
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen


Neredesin Sen 歌詞
もう一人の大御所 Yavuz Bingöl の演奏、一般には こっちの方が よく聞かれるかも.


連絡船 (イズミル)
$あぶくさぶく
108.bölüm Yayın: 23 Ekim 2013

先週は 多分 Kurban Bayrami のせいで 放送が なかったみたいです.
今週も Ebu Suud efendi が 登場していました. エンディングに哀悼のメッセージが 表示されてましたので 恐らく 今週が最後なんでしょう. あらためて 冥福をお祈りします.


Mahmut ağa Rüstem'e geldi. Emniyet için onu çağırmış. Mihrima geldi. Rüstem ona düşmanlar kendisini öldürmeyi çalışıyor diye anlattı.

Amasya'da Mihrünnisa ok oynuyordu. Mustafa geldi biraz Mihrünnisa konuştu. Mihrünnisa orada kalmaya karar vermiş.

Sarayda Fatma Süleyman'ın gözdesi olan Nazeni gebe oldu diye lokumlar hazırlatayıp altın da atmak istedi.

Hürrem Sümbül ve Fahriye ile konuşuyor. Gebelik meseleye karşı şeyler yapması lazım. Ama en önemlisi "Fatma sultan'dan kurtarmak."

Fatma Afife'ye Nazeni'yi zararlardan korumasunı söyledi.

Manisa'da Selim ile Nurbanu konuşuyor. Nurbanu ona "Laks" denilen dans öğretmeye çalıştı.

Barbaros Süleyman ile görüştü. Araştırmaya göre Rüstem'in hata yapması belli olduğunu söyledi. Barbaros ve Rüstem arasındaki düşmanlık artırıyor.

Mihrima hareme geldiğinde lokumlar dağıtıyordu. Mihrima niye lokum dağıtıyorsun diye sorunca kız gözde olan kız gebe olduğu için diye cevap verdi.

Fatma ile Gürfem sohbet ediyor. İkisi de Hürrem'e dikkatli olmalar lazım diye düşündü.

Mihrima ile Hürrem konuşuyor. Gebe olan kız hakkında da konuştu ama en önemlisi Rüstem'in tehlikesi. Süleyman'ın kararısını bekliyorlar.

Cihangir ve Huri Cihan bahçede sohbet ediyor. Huri Cihan daha kardeşi doğacağını söyledi.

Rüstem Süleyman ile görüşmeye geldi ama Süleyman izin vermedi. Ayrıca bir ağa ona bir gözdesi gebe olduğunu haber verdi. Süleyman mektup okuyordu.

Manisa'da Selim'in asker öldürdüğü birinin karısı kadıya şikâyte etmiş. Nurbanu bunu Selim'in kulağına girmesin diye istedi.

Bayezid biri ile konuşuyor. Bayezid Selim'in Manisa'dan gitmesi istiyormuş. Bayezide bir casus Manisa'ya göndermeye karar verdi.

Haremde eğlence. Bunu yukardan Hürrem öfkeyle görüyordu.

Mihrima Süleyman ile komuştu. Rüstem meselesini endişelendiği için geldi Mihrima.

Hürrem hareme geldi. Fatma da geldi. Biraz konuştu.

Huri Cihan odada aşık mektubu yazıyordu Bayezid'e. Oraya Fatma geldi. Mektubu bulunca onu çöpe attı.

Sabah Rüstem ile Mihrima yatarken biri geldi. Süleyman çağırıyormuş. Rüstem hemen saraya gitti. Bununla birlikte Mihrima da Hürrem'e geldi. Rüstem geldi. Süleyman karar vermiş sürüne gönderecekmiş.

Amasya'da Mustafa ile Mahidevran sohbet ediyor. Mustafa bahçeye çıktığında Mihrünnisa iki ağayla konuştuğunu gördü. Barbaros'un ağası. Mahidevran Barbaros'a mektup yazacağını söyledi.

Rüstem Ebu Suud efendi ile görüştü.

Amasya'daki pazarda bir kadın kaşık falan satıyordu. Öldülen adamın karısı. Nurbanu'n yolamış olan biri geldi. Ona kadıya gidip şikâyetini iptal edeceğini söyledi. Kadın altında kalmadı. Çevredekiler çığırmaya başladığından bazgeçti bu adam.

Mihrima Hürrem ile konuşuyor. Mihrima meraktan bayıldı.

Mahidevran Amasya'da bir vakıf kurmuş. Vakıf toplantısında Mihrünnisa da vardı. Mahidevran katılanlardan birinin oğlusuyla evlendirmeye çalıştı. Mihrünnisa şaşakaldı. "En azından bir görüş." diye ikna etti Mahidevran.

Nurbanu başarlı olmadığını duyunce kendisi hallededğini söyledi. Amasya'daki haremde Nurbanu'na karşıt olanlar da varmış. İş çeviriyor onlar.

Yakalamış biriyi görmek için zindana geldi Rüstem. Ama ölmüş. Barbaros'un gönderdiği biri onu öldürmüştü.

Mihrünnisa'nın odasına Mustafa geldi. Mihrünnisa ona Mahidevran başka biriyle evlendirmek istediğini anlattı. Ona sordu kendisiyle evlenmek isteyip istemediğini. Cevap almadan cariye kumaş getirdi. Mustafa da odadan çıktı.

Mihrima yatakta uyuyor. Yanında Hürrem, Süleyman ve Fatma. Oraya Rüstem de geldi.

Barbaros'un gemiye ağa döndü. Ona göre Barbaros'un gönderdiği bazılar kayıp olmuş.

Hürrem Rüstem ile konuşuyor. Rüstem herşeyin arkasında Barbaros olduğunu anlattı.

Bayezid Manisa'da Selim'in kendisi hoşlanmadığı laflar ettği birini öldürmesini öğrendi.

Selim'e hala sahte kumaş hediye olarak gönderiyor. Bunlar Selim'i şöhret güzel olduğunu inandırmak için Nurbau yaptı. Odana Nurbanı geldi. Nurbanu ona gizli hediye var diye gözlerini bağlandı. Onu başka odaya getirdi. Göz açınca banyoda Nurbanu buldu. Yani Nurbanu kendisi hediye.

Sümbül pazarda bir tanıdığı kadın ile karşılaştı.

Nurbanu kendi pazara gidip kaşık satan kadın ile görüştü. Şikâyeti iptal ederse yardımcı olur diye ikne etti. Ama Selim bunu gördü.

Sarayda herkes sofra oturdu. Süleyman, Hürrem, Mihrima vardı. Oraya Cihangir geldi. Fatma ile Huri Cihan da geldi. Rüstem yok. Birkaç gün içinde yola çıkacakmış. Antakya sancağıdan Mustafa paşa geldi. Yani Fatma'nın eski kocası. Onu getirmek için gelmiş. Belli ki Hürrem'in işi.

Sümbül urğun bir yere gitti. Pazarda görüştüğü kadının evi. Kadın sofra kurarak bekliyormuş. Kadın gece Sümbül'ün kalmasını istedi de Sümbül gitmek lazımdı.

Mustafa Mihrünnisa'ya mektup yolladı. Yarın görüşmek istediğini yazdı.

Hürrem'e Fatma geldi. Hürrem Fatma ihanet etti diye sitem etti. Fatma Süleyman'a gidip Mustafa paşa ile tekrar evleneceğini söyledi.

Ormanda Mustafa ile Mihrünnisa görüştü. Ama Mustafa'nın kararı acı kararıydı Mihrünnisa için. Mihrünnisa ağlaya ağlaya ormanda yürüdü.

Rüstem Barbarosu'un gemisine ziyaret etti. Rüstem Barbaros'a en kıymetli olan kim diye sorarak bir türlü tehdit etti.

Ormanda çeteler Mihrünnisa'yı saldırdı.

Muhteşem Yüzyıl - Star TV


トプカプ宮殿の猫
$あぶくさぶく
Kuyruk yağı

前から 気になっているものに "kuyruk yağı(尻尾油)" というものがあります. この油が採られる羊は しっぽの大きい品種で、Mor Karaman、Ak Karaman、Dağlıç、İvesidir などの品種があるようです. 日本語では 脂尾羊というらしいですね. トルコに 滞在していたときに いろんな人に "kuyruk yağı" を食べるかと 聞いてみたんですが、口をそろえて 臭いからいやだといいます. オリーブオイル("zeytin yağı")が 健康にいいとして もてはやされる一方で "kuyruk yağı" の方は、少なくとも都会のトルコ人には、ほとんど 食べられなくなっているようです. <食べる>と 書きましたが "kuyruk yağı" は 液体の油でなく 固形の脂のようです.

誰もが <食べない>という中で 知人で 一人だけ <食べる>という人がいました. ただし、彼は 狭い意味のトルコ人でなく カザフスタンに住むトルコ人である Ahıska Türk です. 彼は トルコ国籍を取って 今は トルコと カザフスタンを いったりきたりしているようなんですが、彼が 「今度うちにきたら "kuyruk yağı" を ご馳走してやるよ.」と 言ってくれてたんですが まだ 実現してません.

遊牧民にとっては、羊を殺さずに 脂だけとれる脂尾羊は 重宝な家畜だったようです. 最近では、"kuyruk yağı" は 健康にいいなどという意見も 聞かれるようになりました. <遊牧>なんていう生活様式が 絶滅の危機に瀕している今、"kuyruk yağı" を見直して欲しいなぁと 個人的には 思ってます.

Koyun Irklarımız
脂尾羊の写真
ひつじnews


これは黒海沿岸の山の中で会ったロバ
$あぶくさぶく