あぶくさぶく -4ページ目

あぶくさぶく

トルコ語あれこれ

Çok yaşa!

くしゃみをしたときに 周りが言う言葉ですね. 英語でも God bless you! とか 言いますね. 同じような習慣は ヨーロッパの多くの言葉に 見られるようです. これ、昔から 不思議だったんですよ. 普通に考えたら くしゃみより 咳の方が 結核とか 深刻な病気の可能性が高いのに 咳をしても 何も言わず、なんで くしゃみだけ そういう言葉をかけるのか.日本語で そういう習慣がないために、余計 違和感を 感じるのかもしれませんが.

裏は取れてないんですけど、トルコ人の知人から聞いた話によると、トルコでは くしゃみをすると 生気というか 魂というか そういうものが 体から抜けていくと信じられていて、それを 打ち消すために Çok yaşa! などの言葉をかけるというんです. 今のところ 一番 納得できる説明です. Wikipedia によれば 英語でも 同じ考えがあるようですね. そうだとすると トルコ語と英語(などのヨーロッパの言語)の くしゃみに対する言葉には 何かつながりがあるのか・・・興味が わいてきます.

ところで Çok yaşa! にも その返事にも いくつか ヴァリエーションが ありますね.
Çok yaşa!
Çok yaşayın!
İyi yaşayın!

Sen de gör!
Siz de görün!
Hep beraber!

日本では そういう習慣がないと 書きましたけど、中世の日本には くしゃみをした人に <くさめ!>と 声をかける習慣が あったんだとか. これも Wikipedia ネタですが.

Wikipedia - くしゃみ


エフェスの観光馬車
$あぶくさぶく
İşin Püf Noktası

ガラス職人と弟子の物語

ある町にガラス職人と弟子がいた. 弟子は 賢くて感じのいい、しかも熱心な男だった.
師匠の言うことは 一言漏らさず聞き、知識を増やすのに努力した. 師匠もこの弟子を可愛がり、惜しげもなく知識を教え込んだ.
時がたち、弟子も すっかり一人前になった. 少なくとも本人は そう思い込んだ. 師匠が いつまでたっても それに気づかない風だったので、ある日、食事時に 弟子は切り出した. 「師匠、僕もそろそろ独立して店をもちたいんだけど・・・.」 だが師匠は 「さっさと飯を食え」と にべもなかった. 一月後、弟子は また切り出した. 「どうして だめなんですか?」「まだまだ だからじゃ」と 埒があきません. しかし弟子の強い願いに 師匠もついに折れます. 「それじゃ、お前の腕を見てやろう. 今日は お前が 皿を炉から出すんじゃ、いいな.」 弟子は 躍り上がりました. 師匠が炉から皿を出す様子は 何百回も 見ています. どうやればいいのかは よく分かっていました.
さて、炉の前に立ち、炉の中から 一枚の皿を取り出しました. 慎重に 炉の前にある大理石の前に置いたのですが、ピシッと 音を立てて割れてしまいました. もう一枚 やってみましたが 結果は同じでした. これを見ていた師匠は 「よく目を開けて 見ておくんじゃ」と言って 自らやってみせてくれました. 炉から皿を取り出すと、師匠は 皿を 顔に近づけ Püff! と 息を吹きかけました. それからおもむろに 皿を大理石の台に 置いて見せたのです. 師匠は 弟子の方に振り向いていいました.「わかったか、ものごとには püf noktası というものが あるんじゃ.」

こうして、püf noktası (小さいが肝心な点、コツ)という deyim が 生まれたんだそうです.

101 Öykü Deyim
Forum Tayfa - Püf Noktası



出発前の気球(カッパドキア)
$あぶくさぶく
日本文化、中国文化

つまらないことですが、気になってました.
日本文化と トルコ語で 言うときは、"Japon kültürü" とするのが 普通だと思いますが、中国文化だと "Çin kültürü" と 言いますよね. Japon は 日本人、Çin は 中国という国名で 中国人なら Çinli のはず.

そのほかの国(民族)の場合も 見てみると・・・

Alman kültürü
Arap kültürü
Azeri kültürü
Fransız kültürü
Hint kültürü
İngiliz kültürü
Rus kültürü
Türk kültürü

このへんは 皆 Japon と一緒で <~人>という単語が 使われてますね. ところが・・・

Avstralya kültürü
Brezilya kültürü
Endonezya kültürü
Kore kültürü
Mısır kültürü
Suriye kültürü

あれ、これらは 国の名前(あるいは 民族名)が 使われてますね. これらは いずれも 国名の後ろに -li/lı/lü/lu をつけて ~人を 表すグループです. そういう場合には "Koreli kültürü" などとはせずに 国名をそのまま使うようですね.

それでは アメリカ人(Amerikalı)の場合も Amerika kültürü というのかと 思いきや・・・

Amerikan kültürü

・・・と 逃げられました :D、多分 İtalyan も 同じでしょう.


以上は ネットで検索して Vikipedya の項目名などから 判断したものです. ちなみに、"Yemekler" などでも 結果は 同じだと思いますが、"Oyuncular" とか "Profesör" とかの人間に関する単語になると ちょっと 変わってくるようで、-li/lı/lü/lu 系の国々でも そのまま -li/lı/lü/lu をつけて "Koreli oyuncular" などとなるようです. この場合は "Koreli" を 形容詞として 使っていることになるんでしょうか.

あと、"Türk kültür Derneği" などと あとに別の単語が 続く場合は kültürü でなく kültür になりますね.

なんか、意外と面倒です.


アルメニア教会(多分、イスタンブル)
$あぶくさぶく
107.bölüm Yayın: 09 Ekim 2013

Hürrem uyuyordu. Rüya görmüş. Sarayda kimse yoktu. Fahriye'yı çağırdı yoktu. Sümbül'ü çağırdı da yoktu. Sonunda bir odada bir bebek buldu. Balkonda bir kadın. Hürrem uyandı.

Sabah Süleyman balkonda. Hürrem'i çağırdı. Aşağıdaki balkonda Bayezid ile Cihangir kahvaltı ediyorlardı.

Fatma'ya mühim bir haber geldi. Hürrem kendi bir kız seçip Süleyman'a yollamış.

Hürrem yukarıdan hareme kendi yolladığı kıza bakıyordu. Düşmanlara karşı çıkmak için istemeye istemeye onu yolladığını söyledi Hürrem Afife hatuna.

Bayezid ile Cihangir sofrada konuştu. Bayezid Süleyman'ın kendisini sevmediğini söyledi. Cihangir teşelli etmeye çalıştı. Oraya Huri Cihan geldi.

Selim ile Nurbanu aynı yatakta. Kalktıktan sonra Nurbanu ağaları sofrayı hazırlattı. Nurbanu yanındaki kıza "Güzel bir geceydi. Şehzade artık benim." dedi. Ama Selim o kadar mutlu değildi. Pazardaki olay hatırlıyordu. Öfkeyle ayna kırdı. Kahvaltı geldi de Selim istemedi.

Sümbül Süleyman'ın halvete giden kız olan Valerya için dairedi hazırlattı. Valerya ne zaman tekrar halvete gideceğini sordu da Sümbül tekrar gidemeyeceğini söyledi. Her şey Hürrem'in istediği gibi olacakmış.

Hürrem ile Süleyman balkonda. Süleyman Hürrem'e dün gece kızı yollamadığı Hürrem olup olmadığını sordu. Süleyman Hürrem'i sevdiğini anlattı.

Barbaros'a iki kişi geldi. Durumunu anlattı mektup getirdi.

Rüstem evde Mihrima ile konuşuyordu. Bugün saraya gitmeden kızıyle vakit geçireceğini söyledi. Oraya bir mektup geldi. Tembih mektubudu. Rüstem saraya gitmek icap etti.

Fatma ile Hürrem koridorda karşılaştı. Fatma Hürrem'in kızı yollaması hakkında yergi söyledi. Hürrem "Ben vazgeçmem." deyince Fatma "Sen vazgeçmezsin, hünkarım vazgeçebilir." dedi.

Amasya'da Mustafa ile Mahidevran konuşurken Mihrünnisa hatun vedalaşmaya geldi. Amasya'da tek başına oturacakmış. Mustafa ile Mahidevran sarayda kalmasını ısrar etti.

Rüstem Hürrem ile görüştü. Tembih mektubu gösterdi. Yeniçeriler Mustafa'nın emriyle Rüstem'i öldürecektir. Rüstem hemen bir şey yapmak istedi de Hürrem alkoydu.

Valerya'nın dairesine Fatma ziyarete geldi. Valerya Hürrem daha halvete gitmek yok dediğini hoşnutsuzydu. Fatma ona Hürrem'i değil Fatma'yı dinleyeceksin diye ikna etti. Fatma ona Nazinim adı koydu.

Hürrem ile Süleyman konuşuyor. Hürrem Bayezid'i endişeleniyor. Süleyman onu sevmediğini düşünüp üzlüyor.

Rüstem, Mihrima ve kız ile yatakta uyuyorken biri girdi. Rüstem onu tuttu da bir hatun. Hizmet için girmiş. Yani Rüstem o kadar korkuyor.

Mustafa ile Yahya ormanda yürerken karşıdan Mihrünnisa hatun geldi. Tek başına oturmayı istiyor. Mihrünnisa Mustafa ile kılıç oynamaya başladı. Mustafa kazandı. Sonra Mihrünnisa saraya döndü.

Hamamda Nurbanu kalfadan öğrendi Selim'in öfke sebebini.

Herkes Cuma günü namazına hazırlanıyor.

Paytahta Süleyman şehzadelerle birlikte camiye geldi. Onların arkasında bir ağa halkdan dilekçe toplanıyordu. Barbaros Rüstem'e sohbet edelim diye davet etti.

Fatma Nazinim'i halvete getirdi. Onu Afife gördü.

Bayezid ile Huri Cihan konuşuyor. Huri Cihan keman bozulduğunu yeni bir keman almak istediğini söyledi.

Süleyman Rüstem çağırdı. Camide toplanan mektuplarda Rüstem'in rüşvetine ilişkin çokmuş.

Hürrem Ebu Suud efendiyle görüştü.

Nurbanu Selim'in Cuma namazına giden yoluna halklar toplayıp halkdan diye Selim'e çok hediye gönderdi, yani Selim'i halklar onu sever diye inandırmak istedi.

Manisa sarayına bir kadın geldi. Daha önce pazarda öldürülen adamın annesi. Şehzade ile görüşmesini ısrar etti.

Rüstem ile Ebu Suud efendi görüştü. Biri geldi Ali ağa onu Yeniçer ocağına davet etti.

Bayezid ile Huri Cihan gizlice pazarda dolaşıyordu. Keman alıyordu. Sümbül onları fark etti.

Hürrem Bayezid'i çağırdı. Yanında Sümbül. Huri Cihan için yeni keman almaya gitmiş. Hürrem "Şehzade gibi davran." diye kızdı. Hürrem "Hünkarımız neden Selim'i seçtiğini biliyor musun? İşte bu." deyince Bayezid de kızdı.

Rüstem Yeniçeri ocağında olan Ali ağaya ziyaret etti. Ama sofrada Rüstem askeri çorbanın tadına baktırdı. Ali ağa bunu kızdı.

Bayezid vedalaşmaya Süleyman'a geldi.

Bayezie validesine veda etmeden çıktı.

Süleyman Hürrem ile konuştuğunda Matrakçı bir haber getirdi. Rüstem ile Ali ağa arasında karşıtlık ortaya çıktı. Hemen divan toplantısı hazırlandı. Süleyman inceleme yaptırdıktan sonra karar verecek.

Mihrünnisa tek başına ormandayken bir kaç asker geldi, onun Barbaros'un kız olduğunu anladı. Onu öldürecekti ama oraya iki adam gelip Mihrünnisa'yı kurtardı.

Hürrem Afife hatun ile konuştu. Afife Hürrem'e halvete giren kız sadece bir kez istediğini kontrol etti.

Fatma ile Huri Cihan konuşuyor. Huri Cihan Bayezid'in veda bile etmeden gittiğini üzüldü.

Fatma'ya Valerya geldi. Fıs fıs konuştu.

Mustafa Mihrünnisa ile konuştu. Mihrünnisa onu sevmiş gibi davrandı.

Selim'in odasına maskeli kadın girdi. Nurbanu'ydu.

Hürrem ile Süleyman sofrada. Valerya kapıcıya Süleyman ile görüşmek istediğini söyledi de kapıcı izin vermedi. Oraya Fatma geldi. Birlikte Süleyman ile görüşüp Valerya'nın gebe olmasını söyledi.


スパイス・バザール(Mısır Çarşısı, İstanbul)
$あぶくさぶく
ぞろぞろくっついて
トルコ語と日本語の似ている所

トルコ語と日本語、基本的なところから言えば まず 語順が 似てますよね.
その次と言うと <膠着語>の 由来にもなった、接辞が ぞろぞろくっつけられていくところでしょうか. この<膠着>は いろんな品詞に 起こりますけど、動詞が 一番 特徴的かなと思います.

görmek という動詞を例にとると・・・

gör-ün-ebil-ecek-tir や gör-üş-me-meli-ydi-k と言った具合.

動詞の語幹に 時制のほか、catı(受動、使役、相互、再帰)、kip(条件、義務、願望、可能)、否定、人称などの接辞が ぞろぞろ くっついて一語を 形作ります. 時制は 2つまでつなげられます. しかも くっつく順番には 一応 規則が あるんですよね.

日本語でも 同じようなことが 起こります.

見-させられ-てい-なかっ-た-だろう、見る-べき-では-なかった-かも-しれない-です-ね

日本語の場合も、動詞の語幹に 時制や否定、ヴォイス(可能、使役、受動)、アスペクト(継続、開始、終了)、それにモダリティと呼ばれる話し手の判断や感情を示す接辞が ずらずら繋がります. 日本語の場合も その順番には 一定の規則が ありますね.

相違という点で言えば、一番大きいのは 日本語には 人称や複数の接辞がないことでしょうか. これは 接辞の違いというよりは 言語そのものの相違というべきでしょうけど. あと、日本語は 分かち書きされないので、どこまでが <動詞+接辞>なのか はっきりしない・・・というのもあったりします.

一応 トルコ語の主な çatı と kip を書いておきます. 学者さんによっても 違いがあると 思いますが.()内の訳語は 私が仮に訳したものです.
Edilgen Çatı(受動態)
Ettirgen Çatı(使役態)
İşteş Çatı(相互態)
Dönüşlü Çatı(再帰態)

Koşul Kipi (条件法)
Gereklik Kipi(義務法)
Dilek Kipi(願望法)
Yeterlilik Kipi(可能法)


ナルギレ(水たばこ)のオープンカフェの広告
(屋内の喫煙が禁止されましたから 屋外で 吸うしかないんですが)
$あぶくさぶく
ハマムも盥も元のまま
Eski Hamam, Eski Tas
(Aynı Tas, Aynı Hamam)

昔、エディルネに古いハマムがあった. 当時 すでに ぼろぼろで、建て直す必要があったので、入札が行われ、業者が選定された. だが、請け負った業者は 考えた、全部壊すことはないぞ、使える部分は 使って その上に建てれば 見た目は新築だし、経費も節約できるじゃないか・・・と.
こうして<新しい>ハマムが 完成した. ところが 完成検査で 問題が発覚した. 検査人は <壊して新しく建てる>という契約に 従って建てられていないとして 引渡しを拒んだ. 業者も 負けてはいない、どこが古いんだ よく見てくれと主張して 互いに 譲らなかった. 再度 ハマムを 調べた検査人は そこに置かれていた盥を手にとって こう言った. 「見ろ、盥まで元のままじゃないか、前と同じハマム、同じ盥だよ.」

今では <昔と同じ><何も変わってない>という意味を表す慣用句に なっています.


101 Deyim Öykü
Kültürel Bellek - Eski Hamam Eski Tas



ロンドンの地下鉄に次ぐ古さを誇る イスタンブルの地下ケーブルカー<テュネル>
$あぶくさぶく
106.bölüm Yayın: 02 Ekim 2013

この "Muhteşem Yüzyıl" で Ebu Suud Efendi 通称 Hoca Çelebi 役を演じていた Tuncel Kurtiz が 9月27日に 亡くなったそうです. 今週も 元気に出演しているのに・・・. 家でころんで 頭を打って亡くなったんだとか. なんにしても、ご冥福を お祈りします. イズミル生まれ、享年77歳.

大河ドラマで 出演者も多いだけに いろんなことが起こります. 昨年4月には 脚本家 Meral Okay が ガンで亡くなりましたし、今年は 主役を つとめていた Meyrem Uzerli が 突然降板、妊娠していた事実も伝えられました.

さて、気を取り直して・・・

Hürrem bir gece hastalandı. Balkonda yere düştü. Hemen hekim kadın çağırıldı. Hekim kadın muayene ettikten sonra Fahriye kalfa onu zorla susturdu.

Yoldan bir araba gidiyordu. Arabada Fatma Sultan vardı. Süleyman'ın kız kardeşi.

Hekim kadın haremden çıkarken Afife hatun ile Gürfem hatun merakla sordu. Hekim kadın doğrusunu söyleyemedi. Oraya haber geldi Fatma saraya vardı diye.

Gürfem ile Afife Fatma'ı karşıladılar. Fatma bir kızı getirdi. Hatice'nin kızı Huri Cihan.

Süleyman meraktan Hürrem'in dairesine geldi. Hürrem bahane söyledi. Süleyman kabustan uyuyamamış kaldığını söyledi, bütün gece ayaktaymış. Konuşurken Fatma geldi. Fatma Huri Cihan da tanıttı. Hem Süleyman hem de Hürrem şaşakaldılar.

Rüstem ile Mihrimah evde konuşuyor. Biri öldürülmüş. Öğrendiğine göre Mustafa bunu emretti. Bu olaydan Rüstem de gece uyuyamamış.

Barbaros'un gemisine biri geldi. Barbaros'un kızı Mihrünnisa Hatun onu karşıladı. Mustafa'nın mektup getirmiş. Ama onun söyledikleri biraz tuhaf geldi Barbaros'a.

Fatma ile Huri Cihan Hürrem'in dairesinden çıkarken Bayezid ve Cihangir ile karşılaştı.

Bahçede Rüstem Zenbilli Ali Efendi ile görüştü. Aralarında sorun vardır herhalde.

Hürrem dairede Sümbül ile konuştu. Fatma buraya kadar geldiğine göre hesap olmalı diye düşündü, Hürrem.

Huri Cihan Bayezid'in odasına geldi. Cihangir ile görüşmek istedi ama Cihangir olmayınca Bayezid ile konuşmaya başladı. Biraz sonra Mihrimah ile Cihangir geldi. Huri Cihan çıktıktan sonra Mihrimah Bayezid'e Huri Cihan'a dikkat etmesini yanlış anlaşabilirceğini söyledi.

Hürrem Rüstem ile görüştü. Hürrem "Anlaşılan o ki, Mustafa savaşmaya karar verdiler." dedi.

Fatma hekim kadına gelip sormaya başladı. Sonunda öğrendi Hürrem'in âdeti kesilmiştiğini.

Rüstem Süleyman ile görüştü. Emriyle Zenbilli Ali Efendi ile görüştüğünü neler söylediğini anlattı.

Amasya'da Mustafa ile Mahidevran konuşurken Barbaros'un kızı Mihrünnisa Hatun ziyarete geldi.

Haremde Fatma eğlence yaptırdı. Hürrme ile Mihrima da geldi. Fatma ile Hürrem bir ara sohbet etti ama Hürrem "Kalkayım.", Fatma "Hürrem, duyunca çok üzüldüm. Büyük geçmiş olsun.", Hürrem "Neden bahsettiğinizi anlamadım, sultanım.", "Âdetten kesilmişsin. Hiç üzülme. Nihayetinde hepimizin başına gelecek bir gün." dedi. Herkes şaşakaldılar.

Süleyman tekrar tekrar aynı rüya görüyordu. Tabir almak için Hoca çelebi ile görüştü. Oraya Zenbilli Ali Efendi geldi. Hoca çelebi çıkacaktı de Süleyman kalmaını istedi. Efendiler arasında tartışma çıktı.

Fatma Gürfem ile sohbet ediyor. Oraya bir kız getirildi. Fatma onu incelemeye başladı. Gürfem tavsiye etmişti. Fatma da beğendi hazırlatmasını söyledi. Gürfem meraklandı ama Fatma "Artık Hürrem yaşlandı. Âdetten kesilmiş." dediğne göre Süleyman'a karşı bir şey tasarlıyor.

Hürrem Bayezid ile konuşuyor. Bayezid durumuna çok öfkeliydi.

Aşağıdaki balkonda bir kız keman çalıyordu. Süleyman bunu duyunca İbrahim'i hatırladı. Bunu Bayezid de kendi balkondan duyuyordu.

Bu kız hasodaya getirilecekti, en azından Fatma öyle istedi. Ama Hürrem her şeyi biliyordu. Hürrem'in emriyle bu kız öldürülüp denize atıldı.

Selim kılık değiştirip pazarda dolaşıyordu. Sorun bulunca düzenlemeye çalışıyordu. Selim oradakilerden biriyle sohbet ediyordu. Ama o söyledi ki Mustafa'yı tercih eder yoksa Bayezid'e. Selim'in ağası onu öldürdü.

Manisa'da Nurbanu bir kalfa ile konuştu. Nurbanu bu gece halvete gidecek.

Fatma kendi halvete gönderdiği kızı meraklanıp ağaya sordu da nerede olduğunu belli cevap alamadı. Fatma Hürrem mani mi oldu diye şüphelendi.

Hürrem'e Afife Hatun geldi. Duyduğuna göre Fatma bir cariye seçmiş Süleyman'ın halvete göndermek için. Ama o kız sonra kaybolmuş. Hürrem her şey bile bile hiç bilmediği gibi davrandı.

Ormanda Rüstem'in ağalar Mustafa'nın mektubu taşanlar saldırdı.

Süleyman ile Hürrem sohbet ediyordu. Cihangir Süleyman'la görüşmemekten şikâyetçi falan. Konu Hürrem'in hastalığına gelince Süleyman Fatma gelip anlattığını açıkladı. Süleyman Hürrem'i yiine de sevdiğini söyledi.

Bayezid Huri Cihan'a geldi. Ne kadar sarayda kalacağını sordu. Demek ki Bayezie onu meraklanıyor.

Sümbül ağalarla konuşuyor. Hürrem çağırdı. Sümbül Hürrem'in emriyle iki kız seçti. Onlardan biri de Valeria'dı.

Manisa'da Selim pazardaki olayı hatırlıyor. Hizmetçi geldi yemek hazır diye. Bir kız da hazırlattığını söyleyince Selim öfkeyle masayı havaya attı. Hizmetçi olan kız hareme döndüğünde hazırlanan Nurbanu halvete gitmemesini söyledi ama Nurbanu gideceğini ısrar etti.

Balkonda Fatma Huri Cihan ile birlikte oturup konuşuyor. Fatma hatırlıyor ki Mustafa Fatma'yı çağrıp Hürrem'e engel olmak istemiş. Fatma Huri Cihan'a babası İbrahim'in defteri hediye olarak verdi.

Gece Selim odasında içki içiyordu, hala öfkeliydi. Oraya Nurbanu geldi güzel güzel giyerek. Şarap da getirdi. Nurbanu gelir gelmez onlar kucaklaştılar.

Valeria Süleyman'ın hasodaya geldi. Tam Hürrem'in istediği gibi.

Hürrem Sümbül'den bunu duyunca dairesinde ağlayakaldı.


釣りをしてる人に釣果を見せてもらった(黒海沿岸で)

$あぶくさぶく
どけちもどけち
トルコ語と日本語の似ている所

一応、英語を<習得>している私たちが トルコ語に接すると、日本語との類似に 気づくことが多いですよね. 遥かな昔に なんらかのつながりがあったのかと 目が細くなってしまいますね. そんな二つの言語の類似点も 少しずつ書きたいと 思ってます. もちろん、思いつきの、断片的なものでは ありますが.

まずは <~も~> という表現から. 「さんざんもさんざん」「美人も美人」「豪勢も豪勢」といった表現. これによく似た表現が トルコ語にも ありますが、多分、歴史的に つながっているわけじゃないでしょうから 偶然の産物なんでしょうけど. それでも 笑ってしまうぐらい 語感が似てます. いずれも 強調する表現です. "güzel mi güzel" "uzak mı uzak" "lüks mü lüks" といった感じ.

形の上から 両者の違いは、日本語が <も>に 決まっているのに対し、トルコ語は 母音調和の規則に則って <mı><mi><mu><mü> のいずれかになることだけ. マ行の一音が 繰り返される語の間に置かれている・・・と言う点では 一致してます.

使われる単語から見ると、日本語では、私の思いつく限り、形容詞と名詞に 限られているようです. しかも 名詞の場合は 特徴的な属性を はっきり持っている語に 限られているような気がします. 美人は <美しい>人という意味を 強く持っているから 使えますが、<コップ>には そのような はっきりした属性がないので、「コップもコップ」とは 言いにくいですよね. 名詞や形容詞を強調しているというよりは、品詞にかかわらず属性を強調する表現 と言う方が 近いのかも.

トルコ語も 基本的には 同じですが、名詞に関しては トルコ語のほうが 属性の幅が広いというか 日本語では なじまないような語にまで 使えるようです. "araba mı araba" なんか そうですね. 日本語では 「自動車も自動車」とは 普通 言いませんよね. 多分、豪華とか 立派とかいう属性を 強調してるんでしょう. さらには "hiç mi hiç" のように 副詞にまで 使えるようです.

ちなみに 「どけちもどけち」は "cimri mi cimri" でしょうか.


イスタンブル
$あぶくさぶく
じゃんけんの話

<じゃんけん>というのは もちろん 私たちも 子供の頃から 親しんできた遊び(?)ですが、ヨーロッパやアメリカにも ありますよね. 英語では Rock-Paper-Scissors(略して RPS) などと言うらしいですが、なんと この<じゃんけん> 日本が 発祥らしいですね. 中国、韓国にも 日本から 伝わったんだとか.

<チョキ>には 親指・人差し指型と 人差し指・中指型が あるのは 知ってましたが、Wikipedia によれば それに <男チョキ>と<女チョキ>という名前がついてるんですね. これは 初耳.

さて、トルコにも じゃんけんは伝わってました. 名前は ご想像通り <Taş, Kağıt, Makas>なんですが、遊び方が 日本と ちょっと違ってました. 日本では 「最初はグー」というかどうかは 別にして、右手を <ジャン>で 下、<ケン>で 上に振り、最後に <ポン>で 下に振りながら グー、チョキ、パーのいずれかを出すわけですが、トルコでは 「ジャン、ケン、ポン」の代わりに「Taş, Kağıt, Makas」と 言いながら 行います. 「Taş」と言いながら 開いた左手に 右手をぶつけ、「Kağıt」と 言いながら また右手を左手に当て、最後に 「Makas」で グー、チョキ、パーのいずれかを出します. 日本のが 三拍子だとしたら トルコのは 六拍子という感じで せわしない感じがします.

百聞は一見に如かず

じゃんけん - Wikipedia


オリエント急行の終着駅、シルケジ

$あぶくさぶく
105.bölüm Yayın: 25 Eylül 2013

Süleyman'ın kararı herkes dört gözle bekliyordu. Hürrem ile Mihrima da dairesinde bekliyordu. Oraya Bayezid geldi çok öfkeliydi. Yani Süleyman Manisa sancağına Selim'i tayin etti. Hürrem de öyle münasip gördü. Mihrima Bayezid'in tarafında kaldı ama.

Mustafa Süleyman'la görğşmeye giderken Rüstem ile karşılaştı. Süleyman Mustafa'ya hep kardeşlerle birlikte ava çıkacağını önerdi ama Mustafa sancağa dönmek istedi.

Mahidevran'lar da merak içinde.

Hareme de haber vardı tabii. Sisilya da Osmanlı devletinin durumunu tek tek öğrenmeye başladı.

Selim Hürrem'e veda etti. Süleyman da katıldı. Selim çekildikten sonra Hürrem ile Süleyman yüz yüze biraz konuştu.

Şehzadeler sohbet ediyor.

Mustafa gemideki Barbaros'a ziyaret edip ona da veda etti. Mustara "Bu kararı sadece benim kader değil herkesin kaderi değiştirecek." Mustafa Barbaros'a neden Selim seçildiğini sordu. Barbaros "Onu seçtiğine göre kavga istememişler." dedi.

Rüstem ile Hürrem bahçede görüştü. Rüstem Mihrima'nın söylediklerine hakkını vererek Selim düşmanlara karşı çıkması için zayıf olduğunu söyledi. Hürrem Mustafa'ya Yeniçeriler karşılamasını meraklanıyor. Onu yok olması gerektiğini şu an en münasip vakit olduğunu söyledi.

Haremde Fahriye kalfa Sisilya'yı Selim'e hizmet yapmak için Manisa'ya göndermesini karar verdi.

Selim ile Bayezid sohbet etti. Karşılık ortaya çıktı.

Sisilya hamamda. Ama Selim gitmek üzereymiş. Acele Sisilya Selim'in hamama gitti hizmet etmek için. Ama Selim istemedi. Sisilya ona teşekkür etti Selim onu kurtardı diyr.

Mustafa yolda. Gece uyuyamaz oldu. Eşi meraklandı. Onlar yatarken baskın çıktı. Saldırıcılar Mustafa'nın çadırıya yaklaştı. Onların biri Mustafa'ya oku atacakken askerlerden biri ona balta attı da yetişemedi. Ama ok Mustafa değil eşi öldürdü.

Dairesine Sümbül kızlar getirdi. Selim'e hizmet edecekleri seçsin diye. Ama Hürrem beğenmedi.

Sümbül başkalarla sohbet ederken Sisilya geldi rüşvetle. Kendisi Selim'e hizmet etmek istediğini söyledi.

Süleyman ile Ebussuud efendi bahçedeki çardakta görüştü. Efendi bir şey söylemek istemiş.

Şehzadeler ava çıktılar. Selim ile Bayezid arasında tekrar karşılık ortaya çıktı. Bayezid rekabat istedi.

Haremde Sümbül kızlar toparlayıp Selim'e hizmet etmek için bir daha kız seçti. Ama Sisilya değil onun arkasında olan kız. Sisilya şaşakaldı. Bu hatun Sisilya'nın yüzüğü bir testine sakladığını görmüştü. Gece şunu çalıp hediye olarak Sümbül'e vermişti, bundan. Onun adı Valerya.

Hürrem dairesinde Gürfem ve Mihrima ile sohbet ediyordu. Sümbül haber getirdi. Hürrem acele Rüstem'le görüştü. Rüstem Mustafa saldırıldı ama kurtardı. Onun yerine hatun can kaybettiğini söyledi.

Süleyman ile Ebssuud efendi ormanda yürüyerek konuşurken Cihangir geldi. Selim ve Bayezid yarışma yaparken problem çıkmış.

Selim tek başına Bayezid'i arayarak yürüyordu. Karşıdan üç erkek geldi. Onlara soracaktı da onlar Selim'i saldırmaya başladı. Selim can kaybetmek üzereyken Bayezid gelip kurtardı onu.

Rüstem ile Hürrem bir konuştu. Hürrem Barbaros Hayreddin paşa bunu yaptığını tahmin ediyor.

Amasya'da herkes huzursuzdu. Tek başına Mustafa öfkeyliydi.

Selim yarışma başlarken söz verdiği gibi yüzüğünü Bayezid'e vermek istedi de Bayezide istemediğini söyledi. Konuşurken Süleyman geldi. Süleyman sadece Bayezid'i suçlayacaktı. Ama Bayezid olayını anlattı.

Akşam Süleyman şehzadelerle sofrada.


Sisilya balkonda kalemle bir şey çiziyordu. Aşağıdan bunu gören Afife hatun onu yakalayıp zindana kapattı. Sabah ağlar onu Hürrem'e götürdü. Hürrem'in elinde Sisilya'nın yazdığı çizgi ile dolu kağıt vardı. Hürrem sorduğna karşı kendisi kaderini bilmek istediği için çatıya çıktığını söyledi. Yıldızlarda Hürrem'i gördüğünü de söyledi. Hürrem anlatmasını istedi. Sisilya kendisi falcı gibi yapıp Selim'in hareme girmek istediğini söyledi. Hürrem kabul etmedi.

Amasya'da Mahidevran'ın aynası yarıldı. Mahidenran kendi günahdan böyle oldu mu diye acı çekiyor.

Süleyman şehzadelerle ava çıktığında Rüstem haber getirdi. Mustafa Amasya'ya dönen yolda saldırdığını. Süleyman öfkeli mi öfkeliydi.

Mihrimah Hürrem'e geldi. Mustafa salrıılması konusunda. Mihrimah bunu Hürrem yaptığını inandı. Tabii Hürrem "Benimle alakası yok." diyerek kabul etmedi. Mihrimah "Ben çocuk değilim." Hürrem "O zaman çocuk gibi davranmayı kes. Ben sana ne dedim? Sadece bana güveneceksin. Benimle alakası yok."
Mustafa baskıda yakalanlardan birini sorgu sual etti. O Rüstem paşa bunu yaptırdığını söyledi. Mustafa onu zindan attı.

Gece Hürrem Süleyman'a geldi. Belli ki Hürrem Süleyman'ın neler öğrenmsini bilmek istedi. Konuşurken Rüstem geldi. Bu işi kim yaptığını söyledi. Amasyalı, Mustafa arasında çelişki varmış. Tabii ki yalan söylüyor. Ne olacak?

Her yerde bu olayı endişeleniyor. Mihrima ile şehzadeler de öyle.

Zindanda kapatılan bir gün öldüğünü bulundu. Zehirlenmiş.

Hürrem'in dairede Selim şehzadeler ve Mihrimah ile veda etti.

Barbaros Amasya'ya biri yolladı. Mustafa'ya hizmetçi olsun diye. Mustara biraz şüphe etti.

Selim yola çıkacak üzereyken Sisilya Sümbül'e görüşmeye zorladı. Sonra Hürrem'le görüşmeye ikna da etti. Sonunda Sisilya Hürrem ile görüştü. Sisilya ona Selim'le çıkmak istediğini söyledi. Mihrima'nın hoşuna gitmedi ama Hürrem bunu kabul etti.

Süleyman ile Rüstem konuşurken Selim veda etmeye geldi.

Hürrem ile Sisilya konuşuyor. Hürrem ondan tek bir şey istedi. Sadakatı. Hürrem ona "Durbanı" adı koydu. Durbanı Hürrem'den daha istek vardı. Valerya'yı burada kalması.

Sabah bir fıçı Rüstem'e gönderildi. İçinde kendi Mustafa'yı saldırmaya yolladığı birinin başı vardı. Aynı zamanda Hürrem'in yatağın üstünde biri bir kutu vardı. Hürrem bunu açınca içinde akrebi buldu. Belli ki düşmanlar ikaz ediyor.


Muhteşem Yüzyıl (Star TV)

扉 (ウクライナ・オデッサ)
$あぶくさぶく