Muhteşem Yüzyıl 101.bölüm | あぶくさぶく

あぶくさぶく

トルコ語あれこれ

101. Bölüm Yayın: 05 Haziran 2013

Mustafa bahçede oku atıyordu. Barbaros ziyarete geldi. Çardakta konuştu. Barbaros Mustafa'yı payıtahta götürmek için gelmiş.

Sümbül Rüstem ile konuşuyor Barbaros aniden Manisa'ya gitti diye.

Süleyman hançere bakıyordu. Cihangir geldi. Mustafa'yı çok özlediğini söyledi.

Şah-ı ile Hatice Şah-ı'nın sarayda. Mahidevran geldi. Zaten bekliyordular. Mahidevran merak içindeydi. Sohbet ettiler. Şah-ı'nın boşanma konu hakkında da konuştu. Esmah babasına ziyarete gitmiş. Mahidevran hazırlanmış odada dinlenmektense hemen saraya gitmesini tercih etti.

Toplantı odasının önünde paşalar sohbet ediyor. Oraya Mustafa Barbaros ile birlikte geldi. Biraz paşalarla konuştuktan sonra koridora çıktı. Koridorda yürerken Cihangir ile karşılaştı.

Mustafa Süleyman'ın önünde. Ama Süleyan hiç ona bakmadan bir şey yazmaya devam ediyor. Mustafa Avstrya elçisi ile görüştü de söylediklerini hiç izin vermedi diye bahane gösterdi de Süleyman Mustafa'nın ne konuştu değil neden düşman elçisiyle görüştüğünü eleştirdi. Süleyman sefere çıkacağını Mustara ise paytahta kalacağını söyledi. Süleyman seferden dönünce Mustafa Manisa'ya değil Amasya'ya gitmesini de söyledi. Mustafa öfkeli olduğu bile göründü.

Barbaros Matrakçı ve Bali bey ile konuşuyor. Mustafa nasıl cezalanacağına endişeleniyorlar.

Mahidevran hareme geldi. Afife ve Gülfem karşılaştı. Yukarıdan Fahriye bakıyordu. Mahidevran hemen Mustafa ile görüşmeyi istedi.

Mustafa tam hasodadan çıkarken Mahidevran geldi. Mustafa ona seferin sırasında payıtahta kalacağını sonra ise Amasya'ya tayin edileceğini söyledi. Yanındakiler yani Mercan ve Gülfem de şaşırdı.

Mustafa öfkeyle bahçeye çıktı. Yahya onu bulunca ses verdi de durmadı.

Mahidevran hemen Hürrem'e geldi. Sümbül müsait olmadığını söyledi de Mahidevran kapı açacaktı ama kapandı.

Süleyman paşa Bali bey, Matrakçı, Rüstem ve Barbaros'a Sultan Süleyman'ın kararı açıkladı. Mustafa sefer sırasında Süleyman paşa ile birlikte İstanbul muhafız olarak payıtahta kalacaı, seferden sonra Amasya Sancak Bey'ye tayin edilecek. Rüstem hünkarın kararına tartışma olmasın deyince Barbaros ona kızdı.

Mustafa Yahya ile Şah-ı'nın saraya ziyarete etti. Mustafa bahçede eski günleri hatırlıyordu. Hatice onu bulunca odadan çıktı. Bahçede görüştü. Ama Hatice Mustafa'nın çok gergin olmasını fark etti. Mustafa kendisi Amasya'ya tayin edileceğini söyledi.

Süleyman Mehmed, Selim ve Bayezid'i çağırdı. Mehmed sefere katılacak, Selim ve Bayezid sancağa çıkacak. Mehmed ise seferden dönünce sancağa çıkacak, ama planladığı gibi Amasya'ya değil Manisa'ya.

Mutfakta Sümbül ile Şeker. Şeker lokum pişiriyor. Konuşurken Mercan geldi.

Mehmed ile Mihrima. Mihrima'nın kolunda bebek. Mehmed Manisa'ya gitmekten pek hoşlanmıyor. Tabii kendisini değil Mustafa'yı meraklanıyor. Mihrima ferah tutmasını söyledi. Eğer Mustafa tahta çıkarsa ne olacak? Bizi sürgün edecek, dedi. Mehmed "Mustafa ağabey asla öyle yapmaz. Sen anne gibi konuşma." dedi.

Gece Mahidevran Mustafa'ya geldi. Mustafa "Amasya'ya gitmek umurumda değil. Ben bugün sancağı değil babamı kaybettim."

Süleyman Rüstem ile konuşuyor. Rüstem Mustafa hakkında yapılan kararına tartışma çıktığını söyledi. Mihrima bebeğini taşınarak geldi.

Şah-ı'nın sarayda Şah-ı, Hatice ve Hüsrev. Hatice çok dargındı. Mehmed geldi. "Mustafa ağabeyimi görmek için" gelmiş.

Koridorda Mihrima ile Bali bey karşılaştı. Konuşuyorken Rüstem de geldi. Rüstem şüpheli gözle gördü onu.

Mustafa ile Mahidevran hala konuşurken Mehmed geldi. Mahidevran odadan çıktıktan sonra yalnız konuştu. Mehmed Manisa'ya tayin edileceğini bilmediğini anlatıyordu. Ama Mustafa bunu ilk defa duymuş. Mahidevran kapının arakasından duydu bunu.

Sabah Mustafa Mihrima'ya ziyarete geldi. Onlar kucaklaşıyorken Rüstem geldi. Biraz sohbet ettiler.

Mahidevran Süleyman'a geldi. Süleyman onunla görüşmeyi istemediği gibiydi. Mahidevran Mustafa sürgün edildiğini inandı da Süleyman'a göre bu ne sürgün ne de ceza. Mahidevran kararını bir daha düşünmesini rica etti. Süleyman kararını değiştirmeyeceğini söyleyince Mahidevran "Arkasın kim olduğunu belli." dedi. Süleyman dışarıya çıkmasını bir daha görmeyeceğini söyledi.

Mustafa ile Rüstem konuşuyor. Mustafa Avstrya elçisi gönderedn Rüstem olduğunu söyledi.

Mustafa Barbaros ile konuşuyor.

Şah-ı, Hatice ve Mahidevran Şah-ı'nın sarayda. Mahidevran hemen bir şey yapmak ister ama Şah-ı Süleyman sefere çıktıktan sonra yaparız diye düşünüyor. Mahidevran Hatice'ye hemen bir şey yapalım dedi.

Mihrima kendi sarayın bahçede bebekle eğleniyordu. Bali bey geldi.

Rüstem sefere çıkmak üzereyken bir hizmetçiye söyledi "Ben yokken zihna Mihrima sultanımız yalnız bırakma. Yaptığı her şey günbegün yaz." derken pencereden Mihrima ile Bali bey'i gördü. Hemen onlara geldi. Mihrima içine girdikten sonra Rüstem ile Bali bey yalnız konuştu. Rüstem buraya daha gelmesin diye uyardı.

Hüsrev paşa da çıkmak üzere. Hatice ile konuşuyor. Hüsrev kendisi yokken Ali ağa denilen adama emanet bıraktı.

Haremde Sümbül kızları hazırlatıyor. Şehzadeler sancağa çıkmasına hizmet yaparlar. Afife geldi. Sümbül onunla bir süre konuştu. Mahidevran ile Mustafa sefer sırasında sarayda yani haremde kalacakmış.

Paşalar beyler toplanıyor. Ebussuud efendi de orada. Süleyman paşa ile konuştu. Süleyman paşa payıtahta kalacak. Barbaros Yahya'ya dikkatli olmasını söyledi.

Süleyman kadınlara ve Cihangir'e veda etti. Süleyman çıktıktan sonra Mahidevran Afife'ye daire hazırlı olup olmadığını sordu. Hazırlandı tabii. Mihrima Şah-ı'nın yanında kalacağın zannetmişti. Mahidevran Mustafa neredeyse orada kalmak istemiş. Mihrima da sefer bitinceye kadar haremde kalacakmış.

Süleyman Mustafa'ya da veda etti. "Payıtahta sana emanet."

Budin'de kraliçe İzabella endişeleniyor. Kolunda bebek. İyi bir haber gelmiş.

Süleyman paşalarla beylerle toplantıda. Ebussuud efendi teklif etti ki Budin'i elde ettiği zaman Meyrem Ana Kilise denilen kiliseyi camiye değiştirelim ilk namaz orada kılalım diye. Toplantı bittikten sonra Süleyman Mehmed ile yalnız konuştu. Payıtahtan çıktıktan sonra hiç yüzü gülmüyormuş. Süleyman onu fark edip sordu. Mehmed kendi merağını anlattı.

Sümbül bir mektup Mihrima'ya getirdi. Konya'dan Selim hakkında malumat varmış. Selim hastalanmış, durum iyi değilmiş. Hürrem sabah erken Konya'ya çıkacakmış. Mihrima Mustafa'yı ikna etmeyi zorunda kaldı.

Hürrem hiç yüzünü göstermeden arabaya binip yola çıktı.

Mustafa'ya Yahya geldi. Yahya Hürrem'in sabah erken çıktığını söyledi de Mustafa'da malumat yoktu. Yani Mihrima söylemedi. Yahya Selim'in hasta olmasını anlattı.

Şah-ı'nın sarayda Mercan aynı şey sultanlara anlattı.

Mustafa Yahya'ya derhal Hürrem'i kovalayıp onu götürmesini söyledi. Tam o zaman Mihrima geldi. Mihrima Hürrem'i engel olmamasını rica etti. Mustafa kendi emri vazgeçmesini zorunda kaldı.

Yoldaki Bali bey'ye mektup geldi. Bali bey okumak için çadıra girince Rüstem geldi. Mektup kimden geldiğini merak etti. Tam o zaman Matrakçı geldi. Süleyman ikisini çağırıyormuş. Rüstem gittikten sonra Bali bey Matrakçı'ya anlattı ki Rüstem bu mektup Mihrima'da geldiğini zannediyor. Bali bey bunu bile bile bu mektup başkasından geldiğini açıklamamış.

Askerlerden biri Mehmed'e at heykel hediye olarak verdi.

Rüstem Süleyman'a geldi. Yani Süleyman toplantı açıyor. Mehmed paşa Budin'den dönmüş. Durumunu anlattı. Ferdinand kaçmış, kraliçe İzabella ise kalede kalmış.

Gece çadırda Süleyman şiir yazdı. Belki de Hürrem'e verecek.

Sabah İzabella Süleyman'a geldi. İzabella Budin'i kurtardığı için minnettar olduğunu söyledi. Süleyman İzabella'nın bebeğini büğünce kral olmasını, kadınlar, çocuklar ve onların malılar ve eşyaları hepsini buraya kadar olduğu gibi olmasını kabul etti de Budin İslam toprak olacağını söyledi.

Mihrima Mustafa'ya bir Konya'dan gelen mektup getirdi. Ona göre Selim hiç hasta değilmiş, hatta Hürrem de gelmemiş. Yani Hürrem kayıp olmuş.

Şah-ı'ya Mercan geldi. Aynısını anlattı.

Mihrima Mustafa'ya Süleyman seferden döndüğünde Hürrem sapsağlam olmazsa herkes ceza çekileceğini söyledi. Mahidevran geldi. Mihrima onu da bu iş yapan kim olursa hesabını görecek dedi.

Hatice kumaş seçerken Şah-ı geldi. "Hürrem nerede?" diye sordu. Şah-ı Hatice bu iş yaptığını inandı da öyle değilmiş.

Süleyman Selim için endişeleniyor. Yani Selim'in hasta olmasını biliyor ama Hürrem kayıp olduğunu hala bilmiyor.

Mihrima Sümbül'e yola çıkması için hazırlı olmasını istedi. Cihangir geldi o da merak içinde.

Mustafa Mahidevran'a Hürrem'in kayıp olmasını alakalı olup olmadığını sordu. "Bilmiyorum, aslanım, onun düşman o kadar çok ki." diye cevap verdi Mahidevran. Yahya geldi Payıtahta ve Konya arasındaki yolları aramaya başlamış.

Gece Şah-ı'ya Mihrima geldi. Şah-ı "Hadiseyi duydum, inan bana, çok üzüldüm. İnşallah... " Mihrima "Üzüldünüz demek? Lakin neden üzüldüğünüz hiç inanamıyorum." "Ne demek şimdi bu?" "Validem aranızdaki düşmanlık herkesin malum. Sonra Hatice sultan, Mahidevran sultan. Hünkarımın yokluğu fırsat bildiniz, öyle değil mi?" Şah-ı "Laflarına dikkat et, Mihrima. Karşında kimin olduğunu unutma." Mihrima "Asıl siz karşınızda kimin olduğunu unutmayın. Ben sultan Süleyman'ın kızıyım. Validem nerede? Ona ne yaptınız?" Şah-ı "Sen ne dediğni farkında mısın?" Mihrima "Yalan mı? Validemin düşman değil misiniz?" Oraya Hatice geldi. Onun arasında da kavga çıktı. Mihrima ve üç sultanların arasındaki düşmanlık belli oldu.

Bahçede Mustafa. Oraya Süleyman'lar geldiler, yani seferden döndüler. Süleyman Mustafa ile kucaklaştıktan sonra Hareme gidecekti. Ama Mustafa onu durdurup Hürrem'in kayıp olduğunu açıkladı. Mihrima balkondan bunu bakıyordu.


Muhteşem Yüzyıl (Star TV)


トプカプ宮殿内の建物 (イスタンブル)
$あぶくさぶく