Gece Mihrima ile Rüstem yatakta uyuyor. Kapı çalındı. Kızının odasının önünde biri öldüldü. Odanın içinde de daha bir kadın. Kızını kaçırmış. Hürrem de acele oraya geldi.
Sabah Mihrima üzülüyor. Yanında Hürrem. Oraya Süleyman geldi.
Gül Bahar adlı kalfa kızının odasında beşiğin altında bir küpe buldu. Sanki kimin olduğunu biliyor gibiydi. Bali bey bu küpeyi Süleyman'a getirdi. Kalfaya göre Nigar'ın küpemiş. Ama oradakilere göre Nigar orada değildi, yıllardır kayıp.
Nigar bebeğini taşınarak gidiyordu. Sokakta askerlerle dolu. Rüstem de onları yönetiyordu. Rüstem Matrakçı ile karşılaştı. En çok kendisinden nefret eden Matrakçı olduğundan Rüstem onu şüphe etti.
Nigar deniz kenarında ağ düzenlediği balıkçıya yaklaştı. Nigar karşıya geçmesi istedi. Balıkçı işi var diye redetti de Nigar sonunda ikna etmeyi başardı.
Rüstem ile Matrakçı tartıştığında Bali bey gelip kaçıran kişi Nigar olduğunu anlattı. Matrakçı bir iki hafta önce Nigar'ın gelmesini ona para verip kalan yer bulduğunu anlattı.
Lütfi paşa'nın sarayda. Lütfi, Hatice ve Şah-ı sofrada. Esmah odasından hiç çıkmamış. Şah-ı merak içinde. Hürrem geldi. Hürrem Şah-ı'ya "Sultanım, torunum nerede?" diye sordu.Şah-ı "Ne diyorsun, sen, Hürrem? Neden bahsediyorsun hiç bir şeyi anlamadım." Hürrem "Nigar'ı kızımın sarayına siz soktunuz. Torunum kaçırmasını siz istediniz." Tabii ki Şah-ı kabul etmedi de Hürrem de gerilmedi. Hürrem çıktıktan sonra Lütfi "Rabbim dua ederim ki, bu hadise ile alakası olmasın, sultanım." Şah-ı "Ben sadece...Rüstem paşa'nın canını almasını istemiştim."
Askerler aramaya devam ederler. Balıkçı naklettiği kadın ve bebek kaçak olduğunu anladı.
Rüstem, Bali bey ve Matrakçı balkıçıya gelip onu sorguya çekti.
Mihrima ağlaya ağlaya kaldı. Yanında Afife ve Gülfem. Hürrem döndü. Konuşurken Mihrima bayıldı. Hürrem ile Şümbül koridora çıktı. Konuşarak giderken Mercan ile karşılaştı. Hürrem "Mercan ağa, Nigal nerede? Nereye sakladınız onu?" diye sordu. "Haşa sultanım."
Nigar çam ormandan geçiyordu. Bebek ağladı. Nigar onu "Esma" diyordu. Sanki kendi kız olduğu gibi.
Şah-ı ve Lütfi Süleyman ile konuşyor. Hürrem geldi.
Nigar ağacın altında dinleniyordu. Bebek ağlaya kaldı. Nigar bebeğe hiç kimse görmeye yer gideceğini söyledi. Oraya kasıcı geldi. Nigar ondan kaçtı.
Mercan kadını Şah-ı'ya getirdi. kadın çıktıktan sonra Mercan "Sultanım, ölmesi lazım. Eğer yakalanıp konuşursa sizin için iyi olmaz."
Kasıcı Rüstem'leri Nigar'ı gördüğü yere getirdi. İşte Nigar bulundu. Nigar bebeğin gerçek kız diye inanarak kaçmaya devam etti. Nigar uçuruma çıktı. "Dur, yaklaşmayın, yoksa bebekle birlikte kendimi atayın aşağıya." dedi Nigar.
Hatice huzursuz şekilde bekliyordu. Şah-ı döndü. Hatice Nigar'ın her şey açıklamasından korkuyor. Şah-ı Yeniçerilerden biri onu öldülmesini söyledi.
Matrakçı Nigar'a ikna etmeye çalıştı. Rüstem de. Ama Nigar onu yalancı olduğunu söyledi. "Rüstem, daha anlayamadın mı? Benim için hayat çoktan bitti. Saraya seni öldürmek için gelmiştim. Seni de Hürrem sultan da öldürecektim. Sonra da kendi canıma kıycaktım. Kurutulacak olacaktım bu dünyadan. Ama sonra onu gördüm. Alıp götürmek istedim...uzaklara, çok uzaklara." Nigar bunu konuştuğu sırada askerlerden biri ok hazırlıyordu. Rüstem ve Bali bey ise yavaş yavaş yaklaşmaya çalıştı. Matrakçı bebeğin masum olduğunu anlattı. Nigar bebeğini uzattı. Rüstem bebeğini almaya yaklaştı. Nigar bebeğini verince kendini aşağıya attı. Asker ok bile atamadı.
Rüstem bebeğini Mihrima'ya götürdü. Yanında Hürrem ile Süleyman. Mihrima ile Rüstem çıktı Hürrem ile Süleyman kaldı. Hürrem arkasında yıllardır düşman olanlar olduğunu inandi.
Lütfi'nin sarayı. Hatice "Nigar canına kırdı demek ki." Hüsrev "Sultanım, üzüldün mü?" Hatice "Sevindim, paşa." Lütfi "Bak Nigar hatuna, mezar bile olyamacak, tıpkı İbrahim paşa gibi."
Süleyman Bali bey ile konuşuyor. "Hürrem'i ve Rüstem'i öldürmek için saraya geldiğini söylemiş, hatun." "Doğrudur, hünkarım. Bizzat ben de şahit oldum laflarına." Süleyman "Arkasına başka kişler aramasına icabeder." Bali bey "Hünkarım, şüphelendiğiniz biriler mi var?"
Geriye kalan Şah-ı ile Lütfi konuşumaya devam etti.
Rüstem'in sarayda Rüstem ile Hürrem konuşuyor. Bebeğin odasından kadın çıktı. Casus kadın. Rüstem ve Hürrem konuşmaya devam etti. Mustafa'yı Manısa'dan göndermesi lazımmış.
Manisa'da Mustafa ile Yahya konuşuyor. Yahya "Şehzadem, eğer hünkarım sizi gözden çıkarsalardı payıtahta en yakın sancak tutmazlardı." Mahidevran geldi. Şah-ı sultan'dan mektup gelmiş. Hünkarımız kardeşlerini tayin etmiş. Şehzade Selim Konya'ya gidiyor. Beyazid Kütahya'ya gidecek. Mehmed Amasya'ya tahin etmiş. Öyleyse Hürrem Amasya'ya gitmek mecbur oldu. Yakında yeni sefer de olacağını yazmış.
Haremde Mehmed ve Cihangir sofraya gidiyordu. Cihangir yalnız kalacağını üzülüyor.
Lütfi paşa'ya Avstrya'dan elçi Raski gelmiş. Ama müsait olmadığını daha gelirse zindana atılacağını söyledi. Raski Rüstem'i buldu. Rüstem ile konuşmaya çalıştı. Rüstem de istedi zaten. Raski savaş istemdiğini söyledi. Rüstem bu konu ile ilgili karar veremeceğini sadece vezir-e azam ve Şahzade Mustafa verebileceğini söyledi. Yani Mustafa için yapılan tuzak.
Süleyman Lütfi ve Hüsrev ile konuştu. Lütfi ile Hüsrev Süleyman'dan çıkınca sohbe etti. Oraya asker geldi meyhaneye baskını yaptığını istediği kişi bulamadığını söyledi. Lütfi bu gece tekrar baskını yapmasını söyledi.
Mihrima yatak odasında bebeğini sarıyordu. Rüstem geldi.
Gece Lütfi paşa'ya Ebussuud efendi'nin oğlusu Ahmet çelebi götürdü. Batakhanede yakalanmış. Ebussuud efendi geldi. Lütfi onu affedeceğini söyledi de Ebussuud efendi yüz sopa atılmasını söyledi.
Rüstem'e biri geldi. Lütfi paşa tekrar meyhaneyi baskını yaptığını, herkes korkudan dışarıya çıkamaz olduğunu söyledi.
Ebussuud efendi ile oğlusu eve döndü. Annesi şaşırdı. Yüz sopa atılmıştı.
Manisa'da Mustafa sefer için nasıl saldırabileceğini benzetme yapıyordu. Avstrya elçi görüşmeye gelmiş.
Divan toplantıda Süleyman Avstrya'ya ve Ferdinat'a karşı sefere karar verdi. O anda Rüstem geldi. Avstrya elçisi Raski'yi şehzade Mustafa'ya yolladığını söyledi. Lütfi Rüstem bu iş çevrediğini anlayıp çok kızdı.
Raski Mustafa ile görüştü. Ama Mustafa meseleyi duyunca çok kızdı. Kabul etmedi.
Gece Süleyman'a Hürrem geldi. Biraz Mustafa hakkında konuştu da Süleyman yalnız olmak istedi.
Şah-ı ile Lütfi konuşuyor. Lütfi Rüstem'in bu iş çevremesini inanıp kızdı.
Rüstem'e bir derviş geldi. Rüstem onun bir şey yapmasını istemiş.
Lütfi paşa çarşıda gezip denet yapıyordu. Biri dünkü baskından konuşuyordu. Lütfi bunu duyunca ona tokat attı.
Ormanda Süleyman ile şehzadeler sohbet ede ede yürüyordu. Hiç yoktan bir derviş onların önüne çıktı. Yani Rüstem ile görüştüğü derviş. "Dikkatli olmalısınız, yüce hünkarım. Yakında sefere çıkacaksınız. Kendinizi sakın bilhassa kendi kanınızda aksi halde döndünizde sevdiğiniz herkes kaybedersiniz." öyle söyledikten sonra kavuğu yere atıp gitti. Süleyman hiç bir şey söyleyemedi.
Lütfi'nin sarayda. Lütfi paşa çardakta. Bir kadın getirildi. Müslüman olmasına rağmen batakhanede esnaflık yapıyormuş. Lütfi ona ceza verdi, edep yerini dağlandı.
Cihangir Hürrem'e gündüz olayı anlattı.
Süleyman'a Rüstem geldi. Lütfi'nin bir kadının edep yerini dağlatmasını söyledi.
Şah-ı ile Mihrima konuşuyor. Mihrima kendisini mesut dediğinde öyle görünüyor. Mercan gelmiş mühim bir haber ile. Aynı haber getirdi.
Hürrem ile Sümbül de bu konu hakkında konuşuyor.
Lütfi divanda dinlenirken Şah-ı geldi. Tartışma çıktı. İkisi de üstüne gelmeye çalışıtı. Ben sultanım, ben vezir-e azamyım diye. Şah-ı sonunda "Boş ol." dedi. Bunu duyunca Lütfi ona tokat attı. Mercan onları ayrıldı. Mercan paşayı dışarıya getirdi. Mercan ile Lütfi boğuşuyordu. Uzakta Süleyman bunu gördü. Mercan anlattı "Şah-ı sultan'ı saldırdı. Durdurmadıksa öldürecekti." Süleyman Şah-ı ile görüşüp Mercan'ın söyledikleri doğru olup olmadığını sordu. Sonra Lütfi'yı vezir-e azamlıktan kovup zindana attı.
Gece Süleyman'ın yanında Hürrem, Mihrima ve Rüstem.
Lütfi zindanda. Hüsrev ziyarete geldi. "Benden bu kadar, Hüsreva paşa. Kaderimizde ne yazılysa o, Hüsreva paşa. Bundan sonra bayrağa sen devlet atacaksın. Şehzade Mustafa'nın yanında ol."
Şah-ı ile Esmah. Esmah babasını merak ediyor "Öldürecekler mi onu?" diye.
Hatice'nin yanında Gülfem ve Afife. Gülfem "Hüsrev paşa vezir-e azam olacaktır." Hatice gülerek "Hürrem bu fırsat asla kaçırmaz."
Süleyman balkonda. Bali bey geldi. Süleyman "Etrafındaki insanlara neler oluyor, Malkoçoğlu? Paşalarıma, kardeşlerime, kadınlarıma, evlatlarıma neler oluyor?"
Gece uyurken kabus gördü, Süleyman. Kabusta Hürrem ile evlatlar hepsi öldü. Mustafa tahta.
Sabah Şah-ı Süleyman'a geldi. Süleyman "Endişe etme. Lütfi paşa cezasını çekecek." Şah-ı "Hünkarım, ben de bu mevzu ile alakalı konuşmak istiyorum size. Lütfi paşa'nın canını bağışlanızı izliyorum sizden. Kızımız için onun canını bağışlayın."
Hürrem ile Rüstem konuşuyor. Kim vezir-e azama tayin edileceğini konuşuyor.
Süleyman ve Şah-ı'ya Lütfi getirildi.
Divan toplantı odasının önünde paşalar ve Ebussuud efendi sohbet ediyor. Süleyman gelip herkes bekleterek Rüstem paşa'yı götürdü. Herkes Rüstem vezir-e azam olacağını düşündü. Ama Süleyman hiç kimse mevzu Mustafa'ya gelirse susuyor diye Rüstem'den bilgi ya da düşünce duymak istedi.
Koridorda Hürrem Şah-ı ile karşılaştı. Hürrem "Vaziyet duydum. Geçmiş olsun. Çok üzüldüm." Şah-ı "Ne kadar üzüldüğünü yüzünden anlamak mümküm. Lakin bu kadar çabuk sevinmediğine tavsiye ederim."
Divan toplantı başladı. Süleyman Rüstem değil Hüsrev de değil, Süleyman paşa'yı vezir-e azamına tayin etti. Herkes şaşakaldı. Süleyman paşa'nın ilk iş şehzade Mustafa ile alakalı olacak.
Muhteşem Yüzyıl (Star TV)
トプカプ宮殿 (イスタンブル)
